3 AY DAHA MÜCBİR SEBEP, PEKİ, 3 AY SONRASI…
30 Ağustos tarihinden 30 Kasım tarihine uzatılan mücbir sebep hali Hatay esnafına küçük bir soluk aldırdı.
Ama ay dediğin ne ki? Üç ayda Hatay’da ne değişir? Yaşam koşulları düzelir mi?, ticari hareketlilik artar mı? Geçici barınma alanlarında ikamet eden vatandaşların sorunları çözülür mü? Oluşturulan ticari çarşılarda müşteri yoğunluğu yaşanır mı? iş yerini günlerce siftahsız kapatan esnafın durumu değişir mi?
Elbette hayır…
Hatay’ın özellikle Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, Hassa ilçelerinde bir gezinti yapın, hala yıkılacak olan hasarlı binalar, kaldırılamayan enkazlar, prosedürlere takılan tarihi dokusu ile yavaş yavaş harabeye dönen eski Antakya evleri, şehrin bir bölümü bomboş arazi bir bölümü inşaat şantiyesi.
3 ayda ne değişir?
Hatay için “mücbir sebep” uygulamasının gerekçelerini oluşturan hiçbir sorunun, ne barınma ne çalışma ne de yaşama koşullarının 30 Kasım tarihine kadar normale dönemeyeceğini bu günden görmek hiç de zor değil.
“Mücbir Sebep” uygulamasının uzatılmasını sağlamak için değil, Hatay’ı ayağa kaldıracak, ilçeler bazında özel teşvik programları, hibe ve fonların temin edilmesi, vergi indirimi ve muafiyetlerinin getirilmesi, hatta esnafın biriken tüm borçlarının silinmesi için özel bütçe ayrılması talebini konuşmamız ve bunlar için sesimizi duyurmamız lazım
Parti ayrımı yapmaksızın herkes ülkenin içerisinde bulunduğu gerçeklerin farkında ve 3 ay sonra özellikle Hatay için değişen pek bir şey olmayacak. Demokratik yollardan mücadele yöntemlerini kullanmadan hiçbir hakkın elde edilemeyeceğinin altını önemle çizelim.
Peki, bizce hak ne?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Hatay’a gelmeli, davet edilmeli, Antakya’da, Defne’de, Samandağ’da gezdirilmeli, yıkık şehir gezdirilmeli, prefabrik çarşılarda yaşam mücadelesi veren esnafı görmeli. Ankara’da masa başında karar almak kolay, Bakan bey sahaya inmeli ve şehrin atmosferini teneffüs etmeli. Bakan beye bu yaşatılmalı, bunu yaşatmak bu şehrin insanları tarafından seçilerek makama getirilen parti ayrımı yapmadan 10 milletvekilinin, Büyükşehir, ilçe belediye başkanlarının, siyasi parti il ve ilçe başkanlarının ve hatta Hatay için emeklerini, çabasını asla inkar edemeyeceğimiz Hatay Valisinin boynunun borcudur.
Bakan yardımcılarının gelmesi ancak 3 aya yetti, Bakan gelmeli ve buraların durumunu gözleri ile görmeli, tozunu yutmalı bu şehrin yoksa biz 3 ay sonra bir daha bas bas bağıracağız, “Mücbir Sebep Hali Uzatılsın”
Bizler her üç ayda bir süre uzatma telaşına gireceğiz ve bu gündemle boğuşacağız buna son vermenin yolu derdimizi iyi anlatabilmek.
Tüm vekillere, belediye başkanlarına açık açık soralım, Allah rızası için şehirde gezerken bu şehirde ticari hayatın, barınma ve yaşama koşullarının tamamen normale dönebileceğine siz inanıyor musunuz?
Çabalarınıza, gayretinize, emeklerinize teşekkür ediyoruz, bize 3 ay zaman kazandırdınız. Peki, çözüm mü? Siz bu 3 ayın sorunu çözdüğüne inanıyor musunuz?
Yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen bu deprem nedeniyle mevcut yasaların yetersiz kaldığını düşünüyorum. Evini, işyerini, sermayesini ve en önemlisi yakınlarını kaybeden depremzedeleri 3 ay, 3 ay öteleyerek formaliteler ile boğuşturmamak gerekir.
99 depreminde depremzedelerin borçlarının silinmesi için 4731 sayılı özel bir yasa düzenlenmişti. Yine özel bir yasa ile böyle bir düzenlemenin bir an evvel yapılması ve depremzedelerin verdiği yaşama mücadelesinde bir de borçları düşünmemesi gerekir.
Mevcut borçların ötelenmesi böyle bir durumda çok yetersiz bir tedbirdir. Üstelik sadece vergi borçları değil, kamuya ait tüm borçların silinmesi gerekir. Borçların silinmesi depremzedelerin yüklerini belki bir nebze hafifletecektir.
Velhasılı kelam, sözün özü, memleketimin seçilmişleri, kendilerini seçen depremde her şeyini kaybetmiş seçmenlerine ahde vefa gösterip, 3 Ayda bir uzatmaları oynatmaktansa
Borçları sildirme yollarını aramaya şimdiden başlasalar makbule geçecek…
İYİ GÜNLER’de buluşmak dileğiyle…