Sözlerine Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere resmi kurumları eleştirerek başlayan Kara, “Tip 1 diyabet hastalarının kullandığı cihazların SGK tarafından karşılanmaması sorunu, geçtiğimiz yıllarda da tartışılmış bir konu; bize de şehrimizdeki saha programı sırasında, yurttaşlarımız tarafından tekrar hatırlatıldı ve bir çağrıda bulunmamızın mümkün olup olmadığı soruldu. Biz de konuyu meclis gündemine getireceğimiz taahhüdünde bulunduk. Fakat bu taahhüdümüzü yerine getirmek amacıyla çalışmaya başladığımızda, tuhaf ve üzücü bir durum ortaya çıktı: Sağlık Bakanlığının diyabet hastalığıyla ilgili verileri güncel ve açık değil. 2016 yılında Diyabete Göz Yumma Programı kapsamında, 1 milyon 17 bin Tip 1 diyabet hastası olduğu belirtilmiş. İlk basımı 2011’de yapılan ve 2023’te yeniden yayımlandığı anlaşılan Diyabet Programı’na göre 20 yaş altı ve çocuk olup Tip 1 diyabet hastalığı taşıyanların sayısı 25 bin 759. SGK’nın 2022 yılında topladığı bir diyabet parlamentosu ise diyabet tanısı koyulmuş 10 milyon yurttaşımızın bulunduğuna ilişkin bir açıklama yapmış. Buradan, Sağlık Bakanlığının, ülkemizde kaç diyabet hastası bulunduğunu bilmediğini veya takip etmeye çalışmadığını anlıyoruz. Verilerin güncelliğini yitirmiş olması veya veri karartma uygulaması, AKP’nin hoşuna giden bir yöntem: TÜİK’in enflasyon hesabında kullanılan sepetteki ürünleri bir sır gibi saklaması, SGK’nın sosyal ödemeleri takip etmeyi güçleştiren veri politikasından ve Sağlık Bakanlığının engelli yurttaşlar hakkındaki veri tabanını güncellememesinden sonra, Tip 1 diyabet hakkındaki istatistiklerde de benzer bir sorunla karşılaşılması, bunun bir yönetim anlayışı, hatta dünya görüşü olduğunu gösterir. Bunun siyaset bilimindeki adı ‘obskürantizm’dir. Bilginin belirli kesimler haricinde gizli tutulmasına dayanır. Bu çağ dışı düşünce ve pratikle sonuna kadar mücadele etmek zorundayız” ifadelerini kullandı.